Otelimizin Mardin Havalimanı ve Mardin'de bulunan tarihi yerlere olan uzaklıkları.

Mardin Havalimanı

Mor Behnam Kırklar Kilisesi

Kırklar Kilisesi (Mor Behnam) 569 yılında Süryaniler tarafından Mor Behnam ve kızkardeşi Saro adına inşa edilmiştir. 12. yüzyılda Mardin'deki asıl Kırklar Kilisesi Cami'ye(Şehidiye Camii) dönüştürülünce Mor Behnam Kilisesi Kırklar Kilisesi olarak isim değişikliğine uğramış ve halen bu isimle anılmaktadır. Kilise’de üç giriş kapılı ince taş işçiliği ile işlenmiş mihrapları, dört yüz yıllık ahşap mihrap kapıları, 1500 yıllık kök boya ile baskı perdeleri, geniş avlusu içinde çan kulesi evi ve adeta dantel gibi işlenmiş taş oymacılığı örneklerinin yer aldığı divan mevcuttur. 1170 yılında kırk şehitlere ait kemikler bu kiliseye getirilmiştir

Kırkların öyküsü: 3. yüzyılda Roma İmparatoru Dokios tarafından Hıristiyanlar üzerine büyük baskı uygulanıyordu. Kapadokya'da Hıristiyanlığı benimsemiş Yunan kökenli kırk asker İmparatora baskılar yüzünden isyan edince tutuklanırlar ve Sivas'a sürgün edilirler. Sivas'ın soğuğunda bir buz göletinin içine atılırlar. Gece yarısında gölün üzerinde parlak bir ışık belirir ve kırk asker birer taçla ödüllendirilirler. Sabaha karşı donarak yaşamlarını yitiren bu askerler Hıristiyanlık dünyasında evrensel olarak şehit kabul edilmektedirler ve onlar adına değişik yerlerde kiliseler ve manastırlar inşa edilmeye başlanır.

Mardin Müzesi

Mardin Müzesi, Mardin'de yer alan arkeoloji ve etnografya müzesidir. Yörenin tarihsel ve kültürel zenginliklerini yansıtan, arkeolojik ve etnografik koleksiyonlara sahiptir.

Arkeolojik koleksiyonları arasında Bronz Devri, Asurn, Urartu, Helenistik, Ahameniş İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Selçuklu Hanedanı, Artuklular ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerine ait tabletler, silindir ve damga mühürler, kült kapları, figürinler, metalden bızlar, takılar, seramikler, altın, gümüş ve bakır sikkeler, gözyaşı şişeleri ve kandiller yer alırken etnografya kısmındaysa Mardin ve çevresine ait gümüş işlemeciliğinin örnekleri olan kolyeler, küpe, bilezik, halhal, alınlık, saçlığın yanı sıra, eski giysiler, kılıçlar, kahve (mırra) takımları, hamam eşyaları, tespihler, ısınma araçları ve bakır eşyalar da sergilenmektedir.

Mardin Ulu Camii

Mardin Ulu Camii, Artuklular devri mimari örneklerinden, Mardin merkezde bulunan tarihi cami. Yapıldığında iki minaresi olan yapı, kesme taştan yapılmıştır. Cami kubbesi dıştan yivleme tekniği ile oluşturulan dilimli yapıdadır. Bu yapı stili daha sonra Mardin mimarisinde gelenek haline gelmiştir. Enine gelişen yapı, mihrap önü kubbelidir. Dikdörtgen biçimli avlusu caminin kuzeyinde bulunur

Bugünkü minare, kare kaide üzerine 1888/1889 tarihinde inşa edilmiştir. On altı kitabesi bulunan camiyi, minare üzerindeki 1176 tarihli kitabeye göre Diyarbekir Meliki II. Kutbettin İlgazi yaptırmıştır. Avludaki kitabeye göre ise Artuklulardan Hüsameddin Yavlak Arslan tarafından 1186 yılında yaptırılmıştır. Cami Timur istilasından zarar görmüş, yıkılan minare Memluklu ve Akkoyunlular devrinde tamir görmüştür.

Cami, Osmanlılarca 1764-65, 1870,1886, ve 1889 yıllarında tadilat görmüştür. Yakın zamanda, 1967-68[3] ve son olarak 2010-12 (bkn:kitabe) yıllarında onarım görüştür. Mihrabın solunda duvar içerisinde bulunan Sakal-ı Şerif halk tarafından ziyarete edilir

Zinciriye (İsa Bey) Medresesi

Halk arasında Zinciriye Medresesi diye de anılan Sultan İsa Medresesi, doğu ve batı uçlarındaki dilimli kubbeleri ve doğu tarafına rastlayan yüksek anıtsal portali ile çok uzaklardan bile dikkati çeker.

Dikdörtgen ve geniş bir alanı kaplamakta olan yapı, iki kat üzerinde avlu, cami, türbe ve çeşitli ek mekânlardan meydana gelir. Portalden girince yıldız tonozla örtülü bir bölüme çıkılır.

Batısında ise cami ile birlikte avluya açılan bir koridor vardır. Koridorun güneyindeki cami mekânının ortasında mukarnaslı tromplu bir kubbe yer alır. Mihrabın etrafı kakma motiflerle işlenmiştir. Minber kesme taştan yapılmıştır. Avlunun batısındaki eyvandan ise türbe olduğu anlaşılan ve kubbe ile örtülü mekâna geçilir. Üst kat daha çok küçük oda mekânlarından oluşmaktadır. Bunlar bir zamanlar medresede okuyan kişilerin odacıklarıdır.

Hatuniye Medresesi (Peygamber Efendimizin ( S.A.V ) Ayak İzi)

Hatuniye Medresesi’nin diğer ismi Sitti Radviyye Medresesi’dir. Medrese mimarisi açısından eyvanlı medreselerin öncü örneklerinden biri olarak kabul edilen medrese, 1176/7-1184/5 yılları arasında yapılmıştır.

Dikdörtgen bir alanı kaplayan, iki eyvanlı, revaklı avlulu, iki katlı olan bu yapı zamanla büyük değişiklikler geçirmiş, ilk hali oldukça bozulmuş, avlu yapısını da kaybetmiştir. Günümüzde medresenin ana eyvanı olması gereken mihraplı güney eyvanının kuzeyine revak bölümünü de içine alan bir duvar çekilmiştir.

Ana eyvanda bulunan mihrap bezemeleri Artuklu Dönemi’nin zengin taş işçiliğine işaret etmektedir. Mihrabın yanındaki bir camekân içinde Hz. Muhammed’in ayak izi görülebilir. Cami haline getirilmiş olan eyvan kısmının doğusunda tromplu kubbeli kare bir türbe mekânı yer almaktadır. Kutbettin İlgazi’nin annesi Sitti Raziye’nin yaptırdığı bu medreseye gömülmüş olduğu bilinmektedir.

Kasimiye Medresesi

Kasımiye Medresesi, Mardin'de bir medresedir. Artuklular döneminde yapımına başlanan medresenin inşası Timur dönemindeki Moğol saldırıları nedeniyle yarım kalmış, 15. yüzyılın sonlarında Akkoyunlu sultanı Kasım ibn Cihangir döneminde tamamlanmıştır. Medrese, eğitim verdiği dönemde bölgenin en önemli eğitim merkezlerindendi. 16. yüzyılda Mardin'de en fazla maddi kaynağa sahip medrese olduğu bilinmektedir. I. Dünya Savaşı sırasında kapanmıştır. İki mescide, bir türbe ve bir çeşmeye de ev sahipliği yapmaktadır.

Rivayetlere göre Kasım Paşa burada katledilmiştir. Kasımiye Medresesi eyvanı, rivayete göre, Kasım Paşa'nın kız kardeşi, Kasım Paşa öldüğünde kanlı gömleğini ağıtlar eşliğinde bu eyvanın duvarlarına sürmüş ve hala o duvarlara su döküldüğünde duvardaki kan izleri belli olmaktaymış, duvarlardaki kan izlerinin bunlara ait olduğu söylenir.

Deyrülzaferân Manastırı

Deyrüzzaferân Manastırı (veya Deyrulzafaran Manastırı, Süryanice: ܕܝܪܐ ܕܡܪܝ ܚܢܢܝܐ, Dairo d-Mor Ḥannanyo) Mardin'in 3 km doğusunda, 5. yüzyılda yapılan bir Süryani manastırı ve Süryanilerin önemli merkezlerinden biridir

Mor Hananyo Kilisesi (Kubbeli Kilise), Azizler Evi (Beth Kadişe), Meryem Ana Kilisesi ve Güneş Tapınağı manastırın önemli yapılarını oluşturur. Manastırın içinde tarihi bir Süryanice İncil ve kutsal taş bulunmakta, ilk tıp fakültesinin burada kurulduğu söylenmektedir.

Kurulduğu dönemden kalma mozaikler bugün de durmaktadır. Canlı bir tarih görünümünde olan manastırın en büyük özelliklerinden biri de içinde 52 Süryani patriğinin mezarlarının bulunmasıdır.Deyrüzzaferân Manastırı, 2021 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil edilen Tur Abdin'deki dokuz kilise ve manastırdan biri oldu.

Dara Harabeleri

Mezopotamya'nın en önemli yerleşim yerlerinden birisi olan Dara, İmparator Anastasius'un (491-518) girişimleriyle 505 yılında, Doğu Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak için askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak inşa ettirdiği sanılmaktadır.

4 kilometrelik alana yayılmış sur yapıları İç kale, kentin kuzeyinde ve 50 metre yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulmuştur. Mezopotamya ovası ile Tur-Abdin Dağlarının birleştiği yerde kireçtaşı ana kaya üzerinde kurulan kent Kaya içine oyulan yapılardan oluşmuş ve geniş bir alana yayılmıştır.

Antik adı Anastasiopolis olan kentin İlk kuruluşunun tarihi net bilgiler içermemektedir.Antik Dara, yüzyıllar boyunca Mezopotamya’nın en önemli ticaret merkezlerinden biri olarak kayıtlarda yer alırken, kentin Pers İmparatoru Darius ile Büyük İskender’in savaşına tanıklık ettiğini arkeolojik kalıntılar ve arşivlerde geçmekte.Persler, 363 yılında Nusaybin’i alınca Doğu’nun Efesi olarak bilinen Dara Antik kenti Roma İmparatorluğu’nun sınırı haline gelmiş. Şehir 5. yüzyılda İmparator Anastasius tarafından ileri sınır kapısı olarak tahkim edilmiş; 100 yıl sonra da Perslerin eline geçmiş. Kent, 7. yüzyılın sonlarına doğru Emeviler, daha sonra Abbasîler, 15. yüzyılda da Osmanlıların hakimiyetine girmiştir

Midyat

Midyat, Mardin ilinin bir ilçesidir. Midyat, dinlerin (İslam, Hristiyanlık ve Êzîdîlik) ve dillerin (Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Süryanice) buluşma noktasıdır. MÖ 9. yüzyıl Asur tabletlerinde Matiate olarak tanımlanır. "Matiate", Aramice/Süryani bir isimdir ve "mahallesim", "vatanım", demektir. Asur kralı II. Asur Nasırpal Tur Abidin'in Aramileri talan ettikten sonra, bu savaşın tarihi tablalar yazılmıştır.

Midyat'taki ilk Süryani Hristiyanlar da mağaralarda yaşardı. Midyat tarih boyunca birçok kere kuşatılıp talan edilmiştir. Son olarak I. Dünya Savaşı'nın karanlık günlerinde, "Ferman" yılında, kasaba sakinlerinin üçte ikisi yaşamını kaybetmiştir.

Ancak 1930 yılından sonra kasaba yeniden canlanmış: Kiliseler, evler ve bazı mekanlar onarılmıştır. Ondan sonra yerleşim düzeni zamanla oturmaya başlamıştır. Bazı film ve diziler Midyat'ta çekilmiştir.

Yukarı Mezopotamya'nın yazılı tarih evresi yalnız Asurlar ile başlar. MÖ 3000'lerde Sümer'in kuzeyinde yer alan Asurlar ve Akadlar, Fırat'ın orta kesiminde, çok sayıda bağımsız site devletleri kurmuşlardır. Buradaki halk, Sümerlere benzeyen bir medeniyetten oluşmaktadır. Bu kabile, bir Sami dili olan Asurca ve Akadca/Aramice konuşuyordu.